Bioenerji, vücudu bir bütün olarak ele alıp vücudun duygusal, düşünsel, zihinsel, ruhsal ve fiziksel enerji ayarının yapılmasıdır. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi bir bakıma vücudun enerjisine akort ve balans ayarı yapılmasıdır.
Bioenerji, evrende ve insanda var olan enerji akımının özel teknikleri ile yoğunlaştırılarak ilaç, iğne, alet, cihaz, şua kullanılmadan Bioenerji seansı alan kişinin bedenine dokunulmadan aktarılmasıdır. Bozulmuş enerji akışını dengeleyen, hızlı bir şekilde onarılmasını sağlayan, zararı ve yan etkisi olmayan bir uygulamadır.
Bionenerji frekansları dünyanın önde gelen doktor ve tıbbi araştırmacıları tarafından incelenmiş ve kanıtlanmıştır. Teknolojik olarak görüntüleme cihazlarıda insan vücudundaki enerji çakralarını ve aurayı görüntülemektedir.
Yaşadığımız ortamda; yüksek performans, motivasyon, konsantrasyon, yaşam sevinci ve tam sağlık için, bioenerji dengemizin mükemmel olması gerekmektedir.
Sinir sistemimiz, doğadaki enerji dengesine uyum gösterecek şekilde programlanmış olduğundan, dengenin bozulmaması için irademizin dışında reaksiyonlar gösterebilmektedir. Ne yazık ki, yaşadığımız ortam (hava kirliliği, hormonlu gıdalar, zararlı elektromanyetik dalgalar, ozon tabakasının delinmesi vs.) yaşam tarzımız (aşırı stres, dengesiz beslenme, spor yapamama) ve öfke, korku, üzüntü gibi duyguları içimizde bastırmamız, enerji dengemizi ciddi şekilde bozabilmektedir. Bu aşamada; bedenimizin dili olan ağrı, uykusuzluk, çarpıntı, terleme, daralma, sinirlilik, yorgunluk, isteksizlik, iktidarsızlık gibi şikayetler belirmeye başlar. Meydana gelen bu rahatsızlıkların ana nedeni, vücudumuzdaki bioenerji dengesinin bozulmasıdır.
Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya, Rusya Federasyonu, Azerbaycan, bazı Arap ülkeleri, Batı Avrupa Devletleri ve bilhassa İngiltere’ de bioenerji tıbbı geniş çapta hizmete girmiştir. Üniversitelerde, hastanelerde, tıp fakültelerinde (bioenerji kürsülerinde), enstitülerde bioenerji uygulanmakta ve eğitimi verilmektedir. Ayrıca dünyanın tüm uygar ülkelerinde de bioenerji tıbbına karşı ilgi artmakta, bioenerji tıbbı giderek daha iyi tanınmakta. Artık ABD’ de ünlü cerrahlar programa koydukları çok ağır ve kritik ameliyatlardan önce, hastalarının en az bir hafta bioenerji seansı almalarını sağlamakta ; böylece yapılacak olan operasyonun GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR VÜCUTLA cereyan etmesini ve başarının garantilenmesini temin etmek yoluna gitmektedirler. Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan ünlü kalp cerrahımız sayın Prof. Dr. Mehmet Öz, görev yaptığı Columbia Presbyterian Tıp Merkezi’ nde Batı tıbbıyla (Alopatiyle) Doğu tıbbını birleştirerek bioenerji ile şifada yeni bir ufuk açmıştır. (” Şifayı Yüreğinde Ara “, Altın Kitaplar, 1999) Bu kitapta Sayın Prof. Dr. Öz ABD hastanelerinde yaklaşık olarak 30.000 bioenerjistin, diğer branş hekimleriyle birlikte çalıştığını, ameliyatlara hasta başında iştirak ettiklerini bildirmektedir. Yine aynı eserde batı avrupa devletlerinde 17.000, İngiltere’ de de yaklaşık 8.000 bioenerjistin hastanelerde görev yaptıkları yazılmıştır. Böylece bioenerji ile yeni bir boyut, yeni bir ufuk açılmıştır.
Amerika Birleşik Devletlerinde, toplumun %40’ı alternatif tıp’a ( Bioenerji uygulamasına ) başvurmaktadır. Bu alanda harcanılan para 34 milyar dolardır. Bu yatırımın dışında kalan sağlık kuruluşları, yeni üniteler oluşturarak, hastalarına alternatif tıp yöntemlerini sunmaktadır.
Türkiye’de de bakanlar kurulu 02.11.2011 tarihli 28103 sayılı resmi gazetede yayınlanan kararname ile TAMAMLAYICI ALTERNATİF TIP UYGULAMALARI kanunu kabul etmiş, KHK/663/8. madde Ğ fıkrası ile SAĞLIK BAKANLIĞI, sağlık hizmetlerine dahil etmiştir. SAĞLIK BAKANLIĞINDA TAMAMLAYICI ALTERNATİF TIP DAİRE BAŞKANLIĞI kurulmuş bu konudaki çalışmalar devam etmektedir.
Artık kirlian fotoğraf tekniği ile labaratuar incelemelerinde insan enerjisini, çakraları, aurayı ve hastalıklı organları tespit edilebilmektedir. Sadece 2 dakikalık bir seans sonrası kişinin aurasındaki değişim şaşırtıcı derecede olumludur. Ve bir çok doktorlarda hastalarında bioenerji uygulamaktadır
Kaynak: Bioenerji.biz.tr